Dünyadaki İlk Metaller

ilk metaller
Dünyada insanlar tarafından kullanılan ilk metaller M.Ö. 4000 yıllarında altın ve bakır olmuştur.
İnsanlar tarafından kullanılan ilk metaller, altın ve bakırdır. (Î.Ö. 4000). İlk “alaşım” ise, bir rastlantı sonucu İ.Ö. 3500 yılında Mezopotamyalılar tarafından bulundu. Bakır ve tenekenin karışımı olan bu alaşıma, “bronz” adı verildi ve söz konusu buluşla birlikte, insanlık tarihinde “Bronz Çağı” başlamış oldu.
Bakır kullanılan ilk metaldi. Bakırın kullanımı Türkiye, İran ve Irak Neolitik dönemine kadar uzanır. Bakır nabit olarak, yani doğal metal olarak doğada bulunması nedeniyle ilk keşfedilen metal olmuştur. Bakırın dışında daha birkaç diğer metal de nabit halde bulunabilir. Altın hemen hemen her zaman, gümüş ve platin bazen, civa ise genellikle nadiren doğada nabit olarak bulunur. Bazı istisnalar dışında diğer metallerin hemen tümü doğada kimyasal bileşik olarak bulunmaktadır.
Nabit metallerin tümü içinde bakır en yaygın olanıdır ve genellikle büyük, keskin kenarlı parçalar halinde bulunur. Neolitik dönem insanı büyük olasılıkla ilk olarak bakırı, bizim plajda kırılmış cam parçalarını bulduğumuz gibi, dereleri geçerken ayağını keserek buldu. Nabit bakırın bir kaynağı Doğu Anadolu’ydu, günümüzden 9000 yıl öncesine ait bakır iğneler ve aletler, bugünkü Ergani bakır madeninin 20 km aşağısında, Dicle Nehri kıyısında bulunmuştur.
Nabit bakır önceleri sünek bir taş gibi işlem gördü; dövülüyor ve şekillendiriliyordu. Fakat dövme işlemi, bütün metallerin ortak özelliği olan iş-sertleşmesi nedeniyle bakırı gevrek hale getiriyordu. Demirciler kısa bir süre sonra bakırın ısıtılıp yavaş yavaş soğutulması sonucu tekrar yumuşadığını buldular ve “tavlama” ‘yı keşfettiler.
Bu ilk ısıtma denemelerinin eritme ve dökümün bulunmasına yol açtığı konusunda genel bir kabul vardır. Ancak sıradan bir ateşin eritme ve döküm için yeterince sıcaklık sağlayamayacağı açıktır. Hatta bakırın kendisinden önce, bileşikleri eritilmiş olmalıdır. İlk bakır eritme merkezleri renkli çömlek endüstrileri ile ilişkili idi. Pigment olarak kullanılan mavi ve yeşil bakır karbonat mineral parçalarının fırınlarda bırakıldığı ve görünüm olarak nabit bakıra çok benzeyen süngerimsi bakıra indirgenmiş olarak bulunduğu düşünülmektedir. O dönemlerin çömlek fırınları kesinlikle bu işlem için yeterli sıcaklığa sahipti ve çömlekler, metali cevherden üretmek için de gerekli olan indirgen atmosfer ortamında ısıtılıyordu. Bakır cevheri içeren taşların pişirme ocaklarında çömlekleri desteklemek amacıyla kullanılması sonucu taşlardaki cevherin metale indirgenmesiyle ergitmenin keşfedildiği şeklindeki açıklama mantıklı görünmemektedir. Çünkü böylesi şartlar oksidandır ve bunun da ötesinde sıradan bir ateşin, çok fırtınalı havada bile yeterli ısı sağlaması mümkün değildir.
Gerçekten de ergitmenin nasıl keşfedildiği günümüzde hala bilinmemektedir ve bu konudaki araştırmalar devam etmektedir.
Çok sağolun efendim kolayy gelsin ..